1.6.08

♥ ANTALYA-HAYVAN SEVENLER...

ATTALOS'UN DÜNYA CENNETİ !!!
SOKAK KÖPEKLERİ'NİN CEHENNEMİ !!!
ANTALYA !!!
Birkaç gün önce sokaklarda plastik eldivenli elleriyle belediye görevlilerinin sokak köpeklerini topladığı dikkatimi çekti.
Bazı köpekler kuyruklarını sallayarak bu görevlilerle şakalaşıyorlardı.
Bir an için bu uygulamayı yapanlara amaçlarını sormayı düşündüm.
Belediyenin Antalya'yı çağdaş ve sağlıklı bir kent yapma gayretinin
göstergesi olarak değerlendirdim ve vazgeçtim.
Çünkü, Antalya Belediye Başkanlarım gece gündüz
kent için çalışıyorlardı! Sokaklarda yaşayan hayvanların
zaman zaman toplanarak, Sağlık kontrollerinin yapılması ve
bazılarının kısırlaştırılmasının ardından
kulaklarından markalanarak salınacağı zannındaydım.
Antalya'da belediyecilik adına yaşamı kolaylaştırıcı,
pek çok şehirde uygulaması olmayan güzel çalışmalar yapılmaktaydı.
Kente yaşayan her canlıya hizmet getiren
böyle saygın bir anlayışa şapka çıkarılır!
Marka şehir Antalya'ya yakışan budur diyerek,
Büyükşehir ve belde başkanlarıma memnun bir şekilde
düşüncelerimde teşekkür ettim.
Ancak, İki gün önce merkezi Adana'da olan ve
sadece Çukurova'da değil, Türkiye genelinde
oldukça yararlı hizmetler başarmış olan
(DOHAYKO) Doğayı, Hayvanları Koruma ve Yaşatma Derneği'nin
genel sekreteri Sayın Nesrin ÇITIRIK telefonla bana ulaştı.
Bu görüşme ile, Antalya kamuoyunu bir süredir meşgul eden ve insani duyarlılığını henüz kaybetmemiş pek çok kişinin tepkisini çeken
“sokak hayvanlarının öldürüldükten sonra toplu olarak gömüldüğü
ve aralarında markalanmış veya küçük yavrularında bulunduğu”
iddiasının gerçek olduğunu öğrenince şaşkınlık,
üzüntü ve hayal kırıklığından
kanımın çekildiğini hissettim.
Antalya için özverili ve samimi çalışmalar yaptıklarını düşündüğüm,
yaşadığım kent'in yöneticileri bilmelidirler ki, bu işin sorumluları her kimse, sadece kente ve bu kente yaşayanlara değil,
“insanlık adına”
hoş görülemeyecek kusur işlemişlerdir.
Bir kent düşünün ki; Turistik ve çağdaş kent özellikleriyle yurtdışından ve yurtiçinden gelen konuklarına Türkiye'nin gelişmiş şehirlerinden
biri olarak örnek gösterilir olsun ve
İnsanlarca doğal ortamlarından alınıp evcilleştirilmiş olduktan sonra
ihtiyaçları kalmadığı için sokağa atılarak terk edilen,
hemen hemen hiçbir ortamda yeme içme imkanı olmadığı halde insanlarla birlikte olmanın sevincini sürdürmek için sokaklarımızda
yaşam mücadelesi veren, sahipsiz ve korunmasız kentimizin ve
hayatımızın yaşam paydaşları olan
'Gariplerimiz'
gözlerimizin önünde adeta katledilsinler.
Bu ülkede önceki yıllarda yaşayan ecdadımız,
yeryüzünde yaşayan her canlının yaşam hakkı olduğu
bilinç ve duyarlılığıyla vakıflar kurmuştur,
kurdun kuşun suyunu yemini düşünmüştür.
Bugün yapılan eylem, eskiden var olan doğa duyarlı kültürümüzün
nasıl itlaf edildiğinin örneği olarak,
açık hava yaşam müzesinde sergilenmesinden başka bir şey değildir.
Antalyalı ve İnsan olarak kendimi sorumlu görüyorum.
Keşke, o gün sokakta gördüğüm uygulaya müdahale etseydim.
Gariplerden birilerini yaşama döndürebilirdim.
Kim bilir!
Varsak'ta hayvan dostlarınca bulunarak ortaya çıkarılan
ve pek çok yetkili tarafından asılsız bir iddia olduğu söylenen
itlaf edilmiş hayvanlara ait cansız bedenler,
bu şehirde yaşayanlar için çağdaş olamamanın bir utanç simgesidir.
Kentte yaşayanlar olarak,
bu kente olan olumlu, olumsuz her şeyden sorumluyuz ve gerekenleri yapmaktan kaçma keyfiyetimiz söz konusu bile olamaz.
Bu işin en birinci sorumlusuna gelince;
17.07.2004 tarih ve 25509 sayılı resmi gazetede yayımlanan
26.06.2004 tarihili kabul edilen 5199 sayılı kanun
ve ilgili yönetmeliklere rağmen, bugüne kadar Antalya'ya yakışan uygun bir hayvan bakım evi yapma becerisini gösterememiş belediyecilik anlayışıdır. Antalya belediye yetkilileri sorumluluklarının gereğini yerine getirmemişlerdir. Anlaşılan odur ki;
Sokaklarımızın gezgini olan Gariplerin
adı üzerinde sahipleri olmadığı kanaati hasıl olunca,
Halk sağlığına ve turizme zarar vermesin diyerek yapılan
son bir uygulamayla görev tamamlanmıştır.
Bu uygulama kanunlara aykırı ve vicdanları yaralayıcıdır.
Aslında, Şimdi halk sağlığına ve turizme zarar vermişler ve mesleki olarak biz rehberleri cevaplaması zor sorular ve insani olarak üstü örtülmesi zor utaçla karşı karşıya getirmişlerdir.
Sayın Antalya Valimiz Alaaddin YÜKSEL benzer pek çok olaydaki gibi derhal konuya müdahale etmiş ve söz konusu olayı araştırmak için
bir komisyon kurmuştur.
İnsanlık ayıbı diye niteleyeceğim bu olayda en olumlu gelişme budur.
Şimdi, Belediye başkanlarımıza düşen görev açıktır.
Hayvanlara karşı yapılan bu zulüm bitmeli ve yasanın öngördüğü özelliklerde hayvan bakım evleri yapılmalıdır.
Daha yaşanabilir bir Antalya için,
sorumlulukları birlikte paylaşmalıyız!
Her şeye rağmen, yaşam devam etmekte…
Bu yaşam İnsanların tekelinde değil ve tüm canlılara yer var, ne dersiniz?
Osman Özbuldu
ARO - Antalya Rehberler Odası Başkanı