5.6.08

HİZMETÇİ RUHLU KADIN...



HER ERKEĞİN RÜYASINI SÜSLEYEBİLİR...
Eski çamlar bardak olduğundan beri,
ilişkilerde “Ah nerede eski hatunlar”
dönemi başlamıştır erkek için.
Günümüzün kariyer sahibi olmak için,
müthiş bir azim ve kararlılık gösteren kadınının,
pek tercih edilir bir yanı olmadığı;

hatta erkeklerin köşe bucak kaçtığı kadın tipi olduğu,

herkesin de malumudur!

Bakmayın siz;
kadın kendini geliştirsin, söz sahibi olsun,
meslek edinsin, yükselsin, kariyer yapsın kelamlarına.

Dil öyle söylüyor ama;
kalp nasıl tasdik ediyor düşünmek lazım!
Başarılı ve güçlü kadın olmak zor olduğu gibi,
bu zorluğun üzerinde dirençle durmak
ayrı bir beceri gerektirmektedir.

Üstelik işin içine, karşı cinsle alakalı
bir gönül sevdası kırıntısı serpmeye niyetleniyorsanız,
vay halinize...

Bulması, tanıması, kabul etmesi zaten kılı kırk yaran
bir niyet sapması gerektirirken;
sürdürme becerisini gerçekleştirmek
her babayiğidin harcı değildir.

"New York Times'ın
başarılı bir kalemi olacağıma
hizmetçi ruhlu bir kadın olsaydım,
uzun süreli ilişkiler kurma konusunda
çok daha başarılı olurdum.
Maalesef erkeklerin aradıkları,
beyinsiz ve güzel kadınlar!"diyor
(M. Dowd)

Kendini kanıtlamak ve kadın cinsine ait olmanın
gücünü göstermek için mücadele eden kadın,
havanda su mu dövüyor bu durumda?

Verilen o kadar uğraşı boşuna mı?

Öğrenilen bilgiler, zaman harcanan emekler,
her şeyden fedakarlık edilip
geliştirilmeye çalışılan beyin;
mutlu bir ilişki için yeter değil mi?
İyi eğitim almış ve iş yaşantısında başarılı olan kadın,
'Yalnız kadın' olarak bilinir eskiden beri…
Yoğun iş hayatı,
kadının şahsi mutluluğunu ve evliliğini zedeler.
Bu sebeple kendini iş hayatına veren kadın,
yalnız kalmayı tercih etmiştir.
Evlenseler bile boşanma ihtimalleri yüksektir!
Boşanmazlarsa da evlilikleri daha da mutsuz olur.
Bir de seks yaşantıları sıkıcıdır, diye bilinir!
Peki başarılı kadınlar,
çekiciliklerini kaybetmek için mi kendilerini eğitiyorlar?

Geleneksel düşünce tarzında,
"Entelektüel kadınların, bir erkeği elinde tutma ve
çocuğa bakabilme kapasiteleri;
gerçek kadınınkinden(!) daha düşük"
şeklinde yerleşmiş olmasının sebebi nedir?
1873'te Harward Tıp Fakültesi'nde
zamanın seçkin profesörleri;
yüksek tahsilin zorluğunun,
kanı rahimden beyne doğru yönelttiği gerekçesi ile
yüksek eğitim gören kadınların daha huysuz ve de
kısır olduklarını açıklamıştı.

Kadınların eğitim ve iş hayatında rekabete girmeleri;
hakkını savunan, iddialı ve bağımsız şahsiyetler olmalarına
sebep olduğu için,
sadakat göstermeleri de zorlaşıyormuş.
Bir başka deyişle, bu tip kadınların romantik ilişkilere
girebilmeleri veya sürdürebilmeleri daha zor.
Çünkü yeteri kadar "aptal"ı oynamıyorlar
ya da bazı erkeklerin
anlamsız egolarına boyun eğip,
haksız davranışlara karşı uysal olamıyorlar.
Bu durumda, gittikçe işin içinden çıkılmaz bir hale doğru gidişin,
yumağını açmak için mücadele etmeye başlıyoruz.
Her ne kadar, “Günümüz erkekleri güçlü, bağımsız,
enerjik, akıllı kadınları beğenirler ve isterler” sözü
ortalıklarda dolaşsa da;
durum ani bir virajla
farklılık gösterebilir.
Kadının gücünü kullanma şekli,
erkeğin ilişkide var olma sebebini
tümden yok ediyorsa;
o zaman
kendisine ihtiyaç duyan
ve isteklerini yerine getiren bir kadını bulmayı
tercih ediyor erkek.
Eee, yıllarca kariyer için didinen bir dişinin
erkekeğin yörüngesine girmesi pek mümkün olmayacağına göre,
eski zihniyete dönüş günleri çok yakında
huzurlarımızda olacak demek ki.
Yoksa,
hiç eski kafadan ayrılmamış mıydı
Adem Tayfası?
Alıntı : http://blog.wolkanca.com